PARS-NARKOTEROR.ORG düşünmek taraf olmaktır
NARKOTERÖRE HAYIR  
  Ana Sayfa
  İletişim
  Ziyaretşi defteri
  Forum
  Terör Haberleri
  Narkotik Haberler
  Anketler
  GİRİŞ
  kodlar
ANASAYFAM YAP

Terör Haberleri

Partiler, Ergenekon iddianamesine ne dedi?  
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 13 aydır süren Ergenekon terör örgütü soruşturmasının ilk bölümünün tamamlandı. Açıklamayı takip eden partilerden açıklamalar gelmeye başladı

AK PARTİ GRUP BAŞKANVEKİLİ BOZDAĞ

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Ergenekon soruşturmasının mahkemeye intikal ettiğini belirtirken, yargının işlediği sürece Hükümetin dahil olmasının söz konusu olmadığını vurguladı.

AK Parti Grup Başkanvekili ve Yozgat Milletvekili Bozdağ, TBMM'de gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Ergenekon soruşturması dahilinde hazırlanan iddianameyi değerlendiren Bekir Bozdağ, Hükümetin soruşturmaya istikamet vermeye çalıştığı yönündeki iddialara yanıt verdi.

Bozdağ, Ergenekon soruşturmasının yargıya intikal ettiğine işaret ederek, yönlendirme iddialarını ortaya atanları süreci mecrasından saptırmakla suçladı. AK Parti'li Bozdağ, konuyla ilgili şöyle dedi:

"İddialar tamamen konuyu saptırmak isteyenlerin, beyanlarından ibarettir. Hükümet, soruşturmayı yönlendiremez. Böyle bir yetkisi yoktur. Yargı bağımsızdır. Tamamıyla Cumhuriyet savcılarının yönettiği bir süreçtir. Hükümetin bu sürece dahil olması mümkün değildir. Yargının devam ettirdiği, yargının işlediği bir süreçte Hükümetin dahli kesinlikle söz konusu olamaz.

Sadece emniyet ve jandarma ihtiyaç duyulduğu takdirde Cumhuriyet savcılarının talimatı üzerine adli kolluk görevi yapabilirler. Bunun dışında yapılabilecek bir şey yoktur. Onlar da yine mahkeme kararları doğrultusunda veya iddia makamının, soruşturma makamının aldığı kararlar doğrultusunda hareket ederler. Dolayısıyla Hükümetin bu sürece herhangi bir müdahalesi söz konusu değildir. Bunu söyleyenler, süreci mecrasından saptırmak isteyenlerdir.''

Gazetecilerin, iddianeme hakkında genel bir değerlendirme yapmasını istediği Bozdağ, Cumhuriyet savcılarının kendilerine intikal eden bir ihbar ya da şikayet üzerine araştırma yapma haklarının bulunduğunu ifade etti. Uzun süredir devam eden bir soruşturmanın ardından iddianame düzenlendiğine dikkati çeken Bekir Bozdağ, "İddia makamı soruşturma neticesinde iddianamesini tanzim ederek mahkemeye sunmuştur. Süreç, Ceza Muhakemesi'nin usul ve esaslarına uygun bir şekilde devam ediyor. Bundan sonraki süreçte de hangi ağır ceza mahkemesine düştüyse o mahkemenin yargılamasıyla devam edecektir" diye konuştu.

İddianamenin geciktiği eleştirilerine de cevap veren AK Parti'li Bekir Bozdağ, iddianamenin 441 klasör ve 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu bildirirken, hacimli iddianamelerin hazırlanmasının zaman alabileceğini kaydetti. Bozdağ, "O zaman ne kadardır ? Onu da soruşturmayı yapanlar takdir edecektir'' ifadesini kullandı.

Bir gazetecinin, İddianame'de Hükümet'e yönelik eylem planlarının yer aldığını hatırlatması üzerine de AK Parti Grup Başkanvekili, şunları kaydetti: "Türkiye'de işleyen bir hukuk var. TCK, hangi fiillerin suç olduğunu düzenlemiş ve hangi şartlarda ne kadar ceza verileceğini de düzenlemiş.

Ceza Muhakemesi Yasası da işlendiği iddia edilen suçlarla ilgili soruşturma sürecini ve bunun yargılama sürecini düzenlemiş. Dolayısıyla konu, bizim yasalarımızın öngördüğü çerçeveler içinde devam ediyor. Yasanın dışına çıkan bir durum söz konusu olursa o zaman deriz ki 'Yasaların dışına çıkan bir durum vardır' Benim gözlemlediğim kadarıyla yasaların içerisinde devam eden bir durum söz konusudur. Soruşturma yasalara uygun devam ediyor. Bundan sonra da yasalara uygun devam edeceği kanaatindeyim. Çünkü, süreci yürütenler, yasa uygulayıcıları ve bu yasaların doğru uygulanmasıyla görevli ve yetkili olan hakim ve savcılardır. Bundan sonra onların verecekleri karara bizim saygı duymamız ve güvenmemiz gerek."

İddianamede Deniz Kuvvetleri Eski Komutanı Özden Örnek'e ait darbe günlüklerinin yer almadığının belirtilmesine karşılık Bekir Bozdağ, konuyu soruşturmayı yürütenlerin takdir edeceğini vurguladı ve ekledi: "Bizim nedenini, niçinini bilmediğimiz bir konuda fikir yürütmemiz doğru değil'' şeklinde konuştu.

Askeri mahkemede emekli ordu komutanlarının yargılanmasının önlenmesi için iddianamede günlüklere yer verilmediği yolundaki görüşlerin hatırlatılması üzerine de Bozdağ, mevzuatın açık olduğunu, kimlerin nerede yargılanacağının belli olduğunu kaydetti.

Bekir Bozdağ, "Günlükler neden iddianamenin içinde yer almadı? Onu bilmemiz mümkün değil. Bilmediğimiz bir konuda yorum yapmak da doğru değildir" görüşünü dile getirdi.

CHP GRUP BAŞKAN VERİLİ OKAY

CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, ''birilerinin, 'Ergenekon' soruşturmayla ilgili bilgi servisi yaparak, soruşturmayı yönlendirdiğini ve baskı oluşturduğunu'' öne sürdü.

TBMM'de basınla sohbet toplantısı düzenleyen Okay, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin iddianamenin tamamlanarak mahkemeye sunulduğunu açıkladığını anımsattı.

Okay, CHP'nin soruşturma sürecine ilişkin tespitini Başsavcı Engin'in de doğruladığını, iddianamenin büyük kısmının basında yer aldığını ifade ettiğini belirterek, ''Çok ciddi şekilde sızıntı olduğu Başsavcı tarafından da kabul edildi'' dedi.

İddianamenin açıklanan bölümlerinde çok ciddi suç isnatları ve bağlantılar bulunduğunu ifade eden Okay, Danıştay Davası ile Cumhuriyet Gazetesine yapılan bombalı saldırıları buna örnek olarak gösterdi. Okay, Danıştay saldırısıyla ilgili Ankara Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği bir karar bulunduğu, ancak iddianamede bu olayla ilgili ayrı bir bölüm açıldığının söylendiğini belirterek, ''Hangisi doğru? Ankara Ağır Ceza Mahkemesinde yargılama sürecinde bir şeyler mi saklandı? Yoksa 13 aydır süren bu iddianame çerçevesinde Danıştay saldırısıyla ilgili olarak savcılık elinde bazı bilgiler vardı da onu mu gizledi? Yargı birbirini baypas mı ediyor?'' diye sordu.

Başsavcı Engin'in, iddianamede tanımlanan örgütle ilgili olarak, ''Bildiğiniz anlamda terör örgütü değil'' dediğini söyleyen gazeteciyi yanıtlarken de Okay, Terörle Mücadele Yasası (TMY) ile Türk Ceza Kanununun (TCK) kimi maddelerinin harmanlanarak iddianamenin hazırlandığını söyledi. İddianamenin hazırlanma sürecinde TMY'nin verdiği kimi haklardan yararlanma amaçlı olarak bu yasa kapsamında bir soruşturma sürdürüldüğünü anlatan Okay, ''Bildiğimiz anlamda bir terör örgütü değil... Nasıl bir terör örgütü? 'Bir siyasi kalkışma, anayasal düzeni cebir ve şiddetle ortadan kaldırmadan' bahsediliyor... Daha sonra 'bildiğiniz anlamda bir terör örgütü değil' deniliyor. Peki bu örgütün 'lider kadrosu' diye adlandırılan kişilerle ilgili bugüne kadar niçin gecikildi? Bunu anlamakta zorluk çekiyoruz'' diye konuştu.

-''SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ İHLAL EDİLDİ''-

Okay, ''Bilgi sızmasının, Başsavcı tarafından da kabul edildiğini görüyoruz. Bu durumda soruşturmayı yürüten savcıların görevde kalması uygun mu?'' sorusu üzerine, ''İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının kendi iç düzeni, işleyişi içinde bir soruşturma açıp, bugüne değin kimlerle ve hangi vasıtalarla servis edildiğini tespit etmesi lazım. Çok ciddi anlamda soruşturmanın gizliliği ilkesi ihlal edilmiştir'' dedi.

Bir dergide geçen yıl ''Darbe Günlükleri'' adı altında yayınlayan iddiaların iddianamede yer almamasına ilişkin soruları yanıtlarken de Okay, Başsavcı Engin'in günlüklerle ilgili soruşturma olmadığını ifade ettiğini anımsattı. Eğer böyle bir şey varsa, bununla ilgili soruşturma yapılması gerektiğini anlatan Okay, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in günlüklerin kendisine ait olmadığını açıkladığını anımsattı. Ancak günlüklerin,Örnek'in bilgisayarında çıktığının iddia edildiğini ifade eden Okay, ''Bu, işin muamma taraflarından biri. Eğer bu darbe günlükleri var da delillerle tevsik (belgelendirme) ediliyorsa, o zaman bu niye görmezden geliniyor? Ama yok da böylesine gerçek dışı iddia ortaya atıldıysa ve bu ülkedeki kimi kurumları yıpratma amacına yönelikse o zaman gözden geçirilmesi lazım. Eğer o darbe günlükleri var da ve ona yönelik kimi iddialar varsa, bu konuda Genelkurmay Adli Müşavirliğinin de olaya el atması gerekirdi'' diye konuştu.

Okay, ''İddianame, siz de hayal kırıklığı mı yarattı?'' sorusunu üzerine, iddianamenin içeriğini bilmeden, kimi medyaya servis edilen bilgilerle değerlendirme yapmanın yanlış olacağını söyledi

Türkiye'de çok ciddi anlamda birilerinin, Ergenekon soruşturmayla ilgili bilgi servisi yaparak hem soruşturmayı yönlendirdiğini, hem bir baskı oluşturduğunu hem de sindirme yaşandığını ileri süren Okay, ''Türkiye'de 13 aydır hep bu tartışıldı. Birileri bunu çok önemsedi. Böylece o bilgi kirlenmesinden veya yönlendirmesinden dolayı Türkiye'de bir Ergenekon muamması doğdu'' dedi.

-GİZLİ TANIKLAR-

Hakkı Süha Okay, ''20 gizli tanıktan söz ediliyor. Bu gizli tanıkların ifadeleriyle iddianame hazırlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?'' diye sorulması üzerine de 20 gizli tanık olup olmadığını bilemediklerini söyledi. ''İddialı olarak piyasaya sunulmak istenen Ergenekon soruşturmasının gizli tanığa bırakılacak tarafı olmadığını'' anlatan Okay, ''O zaman kafalarda bunun bir komplo olduğu tescil edilmiş olur'' dedi.

Okay, kimi gizli tanıklarının ifadelerine dayanılarak iddianame hazırlanmasının, kamuoyu vicdanında soruşturmanın sağlıklı olarak yürütüldüğü inancı doğurmayacağını söyledi.

MHP GRUP BAŞKANVEKİLİ ŞANDIR

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin tarafından açıklanan, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin belgelerin, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilip dava açıldığı takdirde, ''İddianame'' mahiyeti taşıyacağını söyledi.

Şandır, AA muhabirine İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin'in, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin yaptığı açıklamayı değerlendirerek, ''Bir bölümü tamamlanan soruşturma... Savcının ifadesi bu. Soruşturma belgeleri mahkemeye intikal etmiş durumdadır. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kendisine sunulan bu belgeleri hukuki bulduğu takdirde, bu belgeler iddianame değeri kazanacak'' dedi.

Sunulan belgelerin incelenmesi için, mahkemenin bu günden başlayarak 15 günlük bir süresinin bulunduğuna işaret eden Şandır, ''Sayın başsavcı iddianameyi değil, soruşturma sonuçlarını mahkemeye sunduklarını açıklamıştır. Mahkeme bu belgeleri kabul edip dava açtığı takdirde iddianame mahiyeti taşıyacak. Gerçeği, detayı o zaman öğrenme imkanımız olacak'' diye konuştu.

-''SİYASİ İKTİDARIN SORUMLULUĞUNDA...''-

Mehmet Şandır, belgelerde, ''Sözde darbe günlükleri''nin yer almamasını da ülke açısından faydalı bulduğunu söyledi. Türk milletine ve devletine hukuk dışı darbe söylentilerinin yakışmayacağını bildiren Şandır, şöyle devam etti:

''Bu konuda bir takım itham ve iddiaların netliğe kavuşması siyasi iktidarın sorumluluğundadır. Sayın Başbakanı bu konuda topluma bir açıklama yapmaya davet ediyorum. Çünkü sözde darbe günlüklerinde ismi geçenler, o gün görevde olan devlet görevlileridir ve başbakana bağlıdır. Bunların doğru olup olmadığını idareten sorgulamak siyasi iktidarın görevidir.''

MHP Grup Başkanvekili Şandır, eski Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün açıklamalarının kafa karıştırdığını savunarak, bu noktada Başbakanın kendi dönemi ile ilgili ve kendisine bağlı devlet görevlilerinin karıştığı iddialara açıklık getirmesinin bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

Şandır, ''Sayın Başbakanı topluma açıklama yapmaya davet ediyorum. Sözde darbe günlüğü doğru mudur, değil midir? Bunlarla ilgili Sayın Başbakana istihbarat bilgileri mutlaka ulaşmıştır'' dedi.

DSP GENEL SEKRETERİ TÜRKER

DSP Genel Sekreteri Masum Türker, Ergenekon soruşturmasının iddianamesinin teknik bölümlerine ilişkin açıklamaları, "Soruşturmanın yönlendirme amaçlı olduğu ortaya çıktı" sözleriyle değerlendirdi. DSP'li Türker, İstanbul Cumhuriyet Savcıları, Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Türker, şunları söyledi: "Başsavcının açıklamalarının bu soruşturmanın başladığı süreçte belli bir merkezden soruşturmayı yönlendirme amaçlı yapıldığını gösteriyor. Aslında bu soruşturma kadar kamuoyunda yapılan yönlendirmenin ve servis edilen haberlerin merkezini odak olarak alıp değerlendirmek gerekir. Bu konunun da soruşturmanın ayrılmaz bir parçası olduğu ortaya çıkmıştır. Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesi bağlantılarını kurduğumuz zaman İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay'ın bu kapsamda sorgulanmasını açıklamak zor bir açıklanacak konu. Bu arada Başsavcının açıklamasından bu soruşturmaya Ergenekon isminin verilmediği anlaşılıyor. O halde bu ismi kamuoyuna ve basına servis edenlerin ulusal yapımıza yönelik bir amaçları olduğu ortaya çıkıyor. Bu arada Başsavcının açıklamasından Emniyet Müdürlüğü sürecinde yapılan servislerden Hükümetin sorumlu olduğu ortaya çıkıyor. Bu konuda İçişleri Bakanı'nın bir açıklama yapması gerekiyor. Gerçi Bakan, açıklama yapsa da yapmasa da bir an önce istifa etmelidir."

SHP GENEL BAŞKANI KARAYALÇIN

SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, Ergenekon soruşturmasıyla ilgili olarak ek iddianamenin beklenilmesi gerektiğini söyledi. Karayalçın, İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Pekgüzel ve Nihat Taşkın tarafından hazırlanan "Ergenekon" iddianamesine ilişkin, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in açıklamalarını ANKA'ya değerlendirdi. Karayalçın şunları söyledi: "Bir süredir Hilmi Özkök'ün açıklamalarıyla birlikte iddianamenin bu şekle dönüşeceği izlenimini edinmişti. Sayın Özkök'ün açıklamaları bunun işaretini vermekteydi. Ancak kesin bir değerlendirme yapabilmek için ek iddianameyi beklemek lazım. Ek iddianamenin neleri getireceği bu konudaki kargaşayı açıklığa kavuşturacaktır düşüncesindeyim."










Flaş! Ergenekon iddianamesi açıklandı; Sanıklar 'silahlı terör örgütü' suçundan yargılanacak
 
Ümraniye'de bir gecekonduda bulunan el bombalarıyla ilgili başlatılan terör örgütü Er

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin iddianamenin tamamlanarak mahkemeye sunulduğunu bildirdi.

Başsavcı Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde yaptığı basın açıklamasında, ''Ergenekon Soruşturması''na ilişkin soruşturmanın önemli bir bölümünün tamamlandığını ve iddianamenin hazırlanarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildiğini kaydetti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında hazırlanan iddianamenin 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheliyi kapsadığını bildirdi.

Başsavcı Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde yaptığı basın açıklamasında, ''Ergenekon'' soruşturmasına ilişkin iddianamenin 2 bin 455 sayfadan oluştuğunu ve 441 klasör ekleri bulunduğunu ifade etti.

Başsavcı Engin, 48'i tutuklu 38'i tutuksuz 86 şüpheli hakkında, ''silahlı terör örgütüne üye olmak'', ''silahlı terör örgütüne yardım etmek'', ''cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs'', ''Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik'', ''patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek'', ''Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek'', ''devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek'', ''askeri itaatsizliğe teşvik'', ''halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik'' ve benzeri suçlardan iddianame düzenlendiğini kaydetti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan ''Ergenekon'' soruşturmasına ilişkin iddianamenin tanzimi ve yazılması gibi zorunlu sebeplerle davanın açılmasının bugüne kadar uzadığını bildirdi.

Başsavcı Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nin bahçesinde yaptığı basın açıklamasında, ihbar üzerine 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de bir evde ele geçirilen patlayıcı maddelerle ilgili olarak soruşturma başlatıldığını hatırlattı.

Olaya ilişkin operasyonlar sonucunda elde edilen belge ve deliller nedeniyle soruşturmanın genişleyerek sürdüğünü ifade eden Engin, soruşturmanın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesinde belirtilen suçlara bakmakla görevli ve yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili'nin görevlendirilmesiyle ve gözetiminde aynı birimde görevli 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından yapıldığını kaydetti.

Soruşturmanın tamamlanan bölümüne ilişkin, soruşturmayı yürüten 3 Cumhuriyet Savcısı tarafından iddianame düzenlendiğini belirten Başsavcı Engin, iddianamenin yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili tarafından incelenerek, onaylandıktan sonra diğer soruşturmalarda olduğu gibi UYAP sistemi üzerinden otomatik olarak bugün itibariyle İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tevzi edildiğini bildirdi.

-İDDİANAMENİN DÜZENLENME SÜRESİ-

Başsavcı Engin, şunları kaydetti:

''1 Temmuz 2008 tarihinde yapılan operasyon ve bir kısım tutuklu şüphelilerle ilgili olarak soruşturma devam etmekte olup, soruşturma tamamlandığında ayrıca yasal gereği takdir edilecektir.

Bir bölümü tamamlanan soruşturmayla ilgili olarak basın ve yayın organlarından ve kamuoyundan en fazla eleştiri konusu olan hususlardan biri de iddianamenin düzenlenmesinin bir yılı aşan bir süreyi almasıdır.

Bu konuda görevli olup iddianameyi düzenleyen Cumhuriyet Savcılarından aldığımız bilgilere göre, soruşturmanın çok kapsamlı olması ve şüpheli sayısının fazlalığı, teknik ve fiziki takipler ve aramalarda elde edilen yüz binlerce sayfa belge ve dokümanların yeni operasyonları gerektirmesi, bunların incelenmesi ve tasnifi, elde edilen belgelerle ilgili olarak yazışma yapılan kurumlardan cevapların beklenmesi, özellikle yeni CMK hükümleri gereğince iddianamenin düzenlenmesi için soruşturmaya esas teşkil eden tüm delillerin toplanmasının gerekli olması, bu belge ve delillerin değerlendirilmesinin uzun süreleri kapsaması ve nihayet 441 klasör ekleri bulunan ve 2 bin 455 sayfadan oluşan bir iddianamenin tanzimi ve yazılması gibi zorunlu sebeplerle davanın açılması bugüne kadar uzamıştır.''

Bu süre içerisinde tutuklu şüphelilerin itiraz ve talepleri doğrultusunda ayrıca Cumhuriyet Savcılarının başvuruları sebebiyle tüm şüphelilerin tutukluluk hallerinin yetkili mahkeme tarafından en geç birer aylık sürelerle ve defalarca incelendiğini belirten Başsavcı Engin, şüphelilerin tutukluluk hallerinin bugüne kadar yetkili ve görevli mahkeme kararları uyarınca sürdürüldüğünü anlattı.

-''MAHKEME HENÜZ İDDİANAMEYE İLİŞKİN KARAR VERMEDİ''-

İddianamenin tevzi edildiği mahkeme tarafından kabulü veya iadesi konusunda henüz bir karar verilmediğini ve tensibinin yapılmamış olduğunu belirten Başsavcı Engin, bu nedenle yasal gizliliğin ve kısıtlama kararının halen devam ettiğini ifade etti.

Başsavcı Engin, ''Kamuoyunun haklı beklentisini karşılamak ve spekülasyonlara sebebiyet vermemek amacıyla basın açıklamasında belirtilen konular dışında bu aşamada iddianame ve dava ile ilgili ayrıntılı açıklama yapmanın imkanının bulunmadığını'' söyledi.

Başsavcı Engin, iddianamenin içeriğini ayrıntılı olarak öğrenebilmenin ancak ilgili mahkeme tarafından iddianamenin kabulüne karar verilmesiyle mümkün olabileceğini belirterek, şunları kaydetti:

''1 Temmuz 2008 tarihinde yapılan operasyon dışında kalan ve yukarıda ifade edilen kapsamda soruşturması tamamlanan 48 tutuklu, 38 tutuksuz toplam 86 şüpheli hakkında silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek, silahlı terör örgütüne üye olmak, silahlı terör örgütüne yardım etmek, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı isyana tahrik, patlayıcı madde bulundurmak, atmak, bu suçlara azmettirmek, Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek, devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek, askeri itaatsizliğe teşvik, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarından kamu davası açıldığı, ayrıca bu soruşturma kapsamında şüpheli olarak ifadeleri alınmış bulunan 36 kişi hakkında ise kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.''

İddianamede yer alan ve belirtilen suçlarla ilgili birkaç hususu açıklamayı gerekli bulduğunu ifade eden Başsavcı Engin, haklarında dava açılan şüphelilerden her birine bu suçların tamamının isnat edilmediğini vurguladı.

Engin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220/5. maddesinde yer alan ''örgüt yöneticileri örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırılır'' hükmü dikkate alınarak, örgütte yönetici olarak nitelendirilen şüphelilerin tüm bu suçlardan da cezalandırılmalarının, yönetici konumunda olmayan diğer şüphelilerin ise sadece eylemlerine uyan suçların vasıf ve mahiyetlerine göre cezalandırılmalarının talep edildiğinin anlaşıldığını kaydetti.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, bir dergide yayımlanan ''Darbe Günlükleri'' adı altındaki iddialarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şu aşamaya kadar herhangi bir soruşturma yapılmadığını bildirdi.

Başsavcı Engin, iddianamede ifade edilen ''terör örgütü''nün, herkesin bildiği klasik anlamda ''bölücü'' veya ''ideolojik'' terör örgütü olmadığını belirtti.

Engin, ''Terör tanımı, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 1. maddesinde yer almıştır. Bu maddede bölücü ve ideolojik terör örgütlerinin amaçlarını ifade eden tanımın yanında, devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, devletin iç ve dış güvenliğini ve kamu düzenini bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi ve kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylem de terör suçu olarak kabul edilmiştir'' diye konuştu.

Geçen yıl bir dergide ''Darbe Günlükleri'' adı altında yayımlanan iddialara da değinen Engin, bu iddialarla ilgili gerek soruşturmanın tamamlanan bu bölümünde gerekse 1 Temmuz 2008'de yapılan operasyonun bu iddiaların kapsamı dışında kaldığını söyledi.

Engin, ''Başka bir deyişle, bu iddialarla, yani bir dergide yayımlanan 'Darbe Günlükleri' adı altındaki iddialarla ilgili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından şu aşamaya kadar herhangi bir soruşturma yapılmamıştır'' dedi.

Soruşturmanın başladığı tarihten itibaren yazılı ve görsel basında örneğine çok az rastlanan bir yoğunlukta soruşturmaya ilişkin bir kısmı gizli olan belge ve bilgilerin yayınlanması suretiyle soruşturmasının gizliliğini ihlal edici yayın ve yorumlar yapıldığını kaydeden Engin, kamuoyunu bilgilendirmenin elbette basının en başta gelen görevi olduğunu ancak bu yayın ve yorumların çok büyük bir bölümünün gerçek dışı olduğunu ifade etti.

Bu yayınların ciddi boyutlarda ''bilgi kirliliğine'' sebebiyet verdiğini ve kamuoyunu yanlış bilgilendirdiğini dile getiren Engin, ''Bir çoğu doğru olmayan bu bilgiler, çeşitli kişi ve gruplar tarafından da yanlış yorumlandığı için kamuoyunda yanlış beklentilere yol açmakta, soruşturmanın selametini, şüphelilerin özel yaşam ve temel haklarını ihlal etmekte ve yargı aleyhine de ağır eleştirilere sebebiyet vermektedir'' diye konuştu.

Başsavcı Engin, basın ve kamuoyundan, gerek devam eden soruşturma safhasında, gerek bundan sonraki yargılanama safhasında, yetkililerin açıklamaları dışındaki bilgilere itibar etmemelerini, soruşturma ve yargılama ile ilgili gereken hassasiyeti göstermelerini istedi.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, ''Ergenekon'' soruşturmasına ilişkin iddianamenin mahkemeye tevdi edildiğini belirterek, ''Yasal süresi 15 gündür ancak mahkemenin ne kadar sürede inceleyeceği onun takdiridir. Biz onu bilemeyiz'' dedi.

Başsavcı Engin, Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi bahçesinde yaptığı basın açıklamasının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Engin, ''Örgütün adı var mı?'' şeklindeki soruya, ''Bu örgüt ismi, soruşturmayı yapan savcılarımız tarafından konulmuş bir isim değildir. Zira Cumhuriyet Savcılarının yapmış bulundukları soruşturmalarda herhangi bir isim konulmaz. Böyle bir uygulama söz konusu değildir. İddianamede yer alan ve kamuoyunda 'Ergenekon' olarak vasıflandırılan bu isim, bir örgütün yapılanmasında örgüt mensubu olarak iddia edilen kişilerin kendilerinin örgütlerine verdikleri bir isimdir. Bu itibarla bu şekilde zikredilmiştir'' cevabını verdi.

Başsavcı Engin, başka bir soru üzerine, ''İddianame mahkemeye tevdi edilmiştir. Yasal süresi 15 gündür ancak mahkemenin ne kadar sürede inceleyeceği onun takdiridir. Biz onu bilemeyiz'' diye konuştu.

Engin, basın mensuplarının bazı sorularını ise yanıtlamadı.

-AÇIKLAMADAN NOTLAR-

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, açıklamayı yazılı metinden okudu. Açıklama sırasında İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı hazır bulundu.

Açıklamayı sabah erken saatlerden itibaren adliyeye gelen çok sayıda basın mensubu izledi. Gazeteciler arasında zaman zaman izdiham ve tartışmalar yaşandı.

Yurt dışından basın mensuplarının da ilgi gösterdiği açıklamayı, birçok televizyon kuruluşu canlı yayımladı.

Açıklama sırasında güvenlik güçleri adliye çevresinde güvenlik önlemi algenekon'un iddianamesi tamamlandı.



Tunceli’de mayınlı saldırı

PKK tarafından döşenen mayın, arama-tarama faaliyetlerine çıkan askeri birlikleri hedef aldı. Olayda iki asker şehit oldu. Bir diğer acılı haber ise Şırnak’ta yaşanan çatışmadan geldi.


Genelkurmay’ın Türkiye’yi biçimlendirme planı

Genelkurmay çıkışlı elektronik belgesi Taraf’ta bulunan Bilgi Destek Planı ve Faaliyet Çizelgesi, Türk ordusunun “kamuoyunu kendi çizgisine getirmek” amaçlı eylemlerini sıralıyor. Belgeler, Genelkurmay’ın, hükümeti “irticai faaliyetlere zemin hazırlamakla”, yeni anayasa paketini ise “milli devlete karşı” olmakla suçlayarak karşı eylem planı hazırladığını gösteriyor. Genelkurmay çizelgesi, yüksek yargı ve medyanın yanı sıra üniversiteler ve sanatçılarla da temasın korunmasını ve TSK çizgisinde davranmalarının sağlanmasını öngörüyor

Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlıkları tamamlanan ve Eylül 2007’de yürürlüğe konan “Bilgi Destek Faaliyeti Eylem Planı” uyarınca, kamuoyunu, “irticacı hareketlerin sorumlusu” olarak görülen hükümete, “milli devlete karşı” olarak nitelenen yeni anayasa paketine, “terörist” olarak adlandırılan DTP’ye karşı TSK’nın görüşleri doğrultusunda yönlendirmek ve “topluma öncü olma” rolünü sürdürmek için bir dizi karar alındı.
Bilgi Destek Planı’nın “esaslar” başlığı altında, planın amacı “Kamuoyunu TSK’nın hassasiyet gösterdiği konularda kendi çizgisine getirmek, TSK hakkında yanlış fikirlerin gelişmesine mani olmak ve TSK içinde fikirde ve eylemde birlik ve beraberliği sağlamak” olarak açıklanıyor. Aynı bölümde, amaçları hayata geçirme sürecinde “diğer kurumlarla çatışmaya girilmemesi ve günlük siyasete müdahale ediyor görüntüsü verilmemesi” gerektiğinin altı çiziliyor. Buna göre, TSK eylem planını uygularken “kamuoyu oluşturma gücüne sahip bulunan üniversiteler, üst yargı organlarının başkanları, basın mensupları, sanatçılarla temasın muhafaza edilmesi ve bu kişilerin TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlanması” gerektiği vurgulanıyor.
Eylem planındaki bu hedeflerin nasıl gerçekleştirileceği konusu ise, “faaliyet, yöntem, işlem makamı, koordine makamı ve düşünceler” başlıkları altında bölümlere ayrılan “faaliyet çizelgesinde,” her bir uygulamanın aşamaları, finansmanından, uygulama takibi sorumlusuna kadar, ayrıntılarıyla anlatılıyor.
Planın uygulanmasında birlikte çalışılacak aktörler isim verilmeden “güvenilir isimler” ya da “tam kontrollü, etki edilen ve harekete geçirilebilen sivil toplum örgütleri” veya “uygun medya organları” yahut da “TSK ile benzer yaklaşımları paylaşanlar” gibi ifadelerle anılıyor.
1 YARGICLAR ORDU ÇİZGİSİNE ÇEKİLECEK: Genelkurmay Başkanlığı’nın eylem planı, “üst yargı organı başkanlarının TSK ile aynı paralelde hareket etmelerini sağlamayı” amaçlıyor.
YARGI DA PLANIN PARÇASI • Genelkurmay Başkanlığı’nın hazırladığı, “Bilgi destek Planı”nda üst yargı organları ve medya başta olmak üzere toplumda önemli yer tutan kuruluş ve yöneticileriyle “iş yemekleri” adı altında biraraya gelinmesi isteniyor.

TEMAS EDİLECEK KİŞİLER • Planda şöyle deniyor: “Kamuoyu oluşturma gücüne sahip bulunan üniversiteler, üst yargı organları başkanları, basın mensupları, sanatçılarla temasın muhafaza edilmesi suretiyle, bu kişilerin TSK ile aynı paralelde hareket etmelerinin sağlanması. Temas için uygun zemin/fırsatlar oluşturulacak, bu maksatla iş yemeği adı altında toplantıların yapılması da düşünülecektir. Gnkur.Bşk, Gnkur II nci Bşk, Kuv.K.ları, Gnkur.Kh.Bşk.lıkları ve Gnkur.Gensek. düzeyinde yapılacaktır. Temas edilecek kişilerin, T.C.’nin ve TSK’nın temel değerlerini savunan, koruyan niteliklere sahip olmasına özen gösterilecektir. Benzer şekilde ve aynı amaçla, Gnkur.Adli Müşavirliği, MSB Kanunlar ve Kararlar D.Bşk.lığı, üst yargı organlarıyla toplantılar düzenleyecektir.”

TEDBİRLİ OLUN • Düşünceler kısmında ise şu değerlendirme yapılıyor: “Uygun kişilerin seçilmemesi durumunda faaliyet menfi olarak ve misliyle geriye yansıyabilecektir. Gelişkin kişilikler olması nedeniyle bu tip kişiler genelde kendi gündemlerini kendileri belirlemekte ve yönlendirilmeye müsait olmayan bir yapıya sahiptirler. Bu nedenle, faaliyet, amacını aşabilecektir. Kamuoyu ilgisinin bu kişilerin üzerinde olması nedeniyle faaliyet, daha ilk adımda karşı propagandaların hedefi olacaktır. İcrasına karar verilmesi halinde çok ayrıntılı bir hazırlık yapılmasına ihtiyaç vardır.”
İşlem makamı olarak ise şu birimler gösteriliyor; “Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Genelkurmay 2. Başkanı, Harekat Komutanlığı, MSB Müsteşarı, Genelkurmay Gensek.”
2 • GAZETECILER KULLANILACAK: Taraf’ın elindeki Genelkurmay belgesine göre, basın mensupları ve medya kanalları düzenli temasla yönlendirilecek ve yandaş kılınacak.
MEDYA ETKİN OLARAK KULLANILMALI • Planda medya ile ilgili şu ifadeler kullanılıyor: “TSK’yı yıpratmayı amaçlayanlar hakkındaki bilgilerin uygun medya kanalları kullanılarak kamuoyuna yansıtılması. Kamuoyunun bilgilendirilmesi için uygun medya organları, uygun yöntemlerle etkin olarak kullanılacaktır. Bahse konu bilgiler İsth. Bşk.lığınca toplanacak ve Hrk. Bşk.lığına gönderilecektir. Bu bilgiler Hrk.Bşk.lığınca medyanın ilgisini çekecek hale getirilecektir. Dolaylı olarak medyaya yansıtılması gereken konulara ilişkin işlemler Bilgi. Des.D.Bşk.lığınca yapılacaktır. Haberlerin hazırlanması, medya organları ile sürekli iletişim halinde olunması ve medyada amacı gerçekleştirecek şekilde yer almasını sağlamak için profesyonel destek alınmalıdır. Bu bağlamda TSK’nin temel değerlerini savunan ve koruyan niteliklere sahip sivil personelden oluşan bir kadro ile sözleşme yapılmalıdır. TSK’yı yıpratmayı amaçlayanlar hakkındaki bilgilerin uygun medya kanalları kullanılarak kamuoyuna yansıtılması: TSK’ya yönelik planlı ve sistemli yıpratma çabalarını etkisiz kılmak ve bu saldırıları yapan kişi ve kuruluşların amaçları hakkında kamuoyunu bilgilendirmek maksadıyla radyo ve TV programları, basını bilgilendirme toplantıları gibi iletişim vasıtaları etkin olarak kullanılacaktır. Benimsenecek hareket tarzları ve yapılacak uygulamalarda, ölçülü bir şekilde dış ve iç mihraklar tarafından TSK’nın nasıl mağdur edildiği vurgulanacak, bahse konu güçlerin TSK’yi yıpratma çabaları etkisiz kılınacaktır.”
3 • TSK MUHALİFLERİ YIPRATILACAK: Genelkurmay Bilgi Destek Planı, “Bazı sanatçı  ve yazarların desteklenmesi ve ön plana çıkarılması, TSK karşıtı fikir ve eylemleri ile bilinenlerin yıpratılması hedef alınacaktır” diyor.
 
‘KARŞIT YAZAR VE SANATÇILARI YIPRAT’ • Taraf’ın elinde bulunan, ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıktığı resmi olarak belgelenen Lahika-1 adlı 11 sayfalık Eylem Planı’nda büyük tartışmalar yaratacak öneriler bulunuyor. İşte psikolojik savaş yöntemlerini andıran  çarpıcı eylem planlarından başlıklar:
“TSK’yı yıpratma ve din karşıtı gösteren kampanyaların etkisiz kılınması amacıyla kanaat önderlerinin yönlendirilerek kullanılması”
“Kanaat önderinin kişiliğine uygun olarak irtibat doğrudan veya dolaylı olarak kurulacaktır. Kanaat önderleri dolaylı olarak ve uygun yöntemlerle desteklenecektir. Kanaat önderleri, özellikle “TSK’nın din karşıtı olmadığı, milletin milli ve dini değerlerine saygılı olduğu, TSK’nın çağdaşlaşmanın, bilimsel ve toplumsal gelişmenin öncüsü olduğu, demokratik değerleri çağdaş düzeyde yaşatan bir kurum olduğu, gelişmiş toplumların ordularının seviyesinde bulunduğu, topluma öncü olma konumunu sürdürdüğü, halkın ordusu olduğu, halk tarafından en fazla desteklenen kurum olduğu, orduda görev alan Mehmetçiklerin ve rütbeli personelin halkın içinden çıktığı gerçeği” konuları ile “din sömürüsü, tarikat-ticaret ilişkileri, irticacı dolandırıcılar, anayasa paketinin milli devlete karşı olduğu vb. genel ve güncel konuları da işleyecektir. Kanaat önderleri güvenilir kişiler arasından seçilecektir. İrtibat resmi olmayan yöntemlerle (dostluk, arkadaşlık ilişkisi) sağlanacaktır. Kanaat önderlerinin faaliyetlerinin maliyetleri doğrudan veya dolaylı olarak karşılanmasına ihtiyaç vardır. İşlem makamı ilgili başkanlıklar olup, Koordine Makamı Genel Kurmay Harekat Başkanlığı’dır.”
TSK’yı hedef alan gruplar içindeki bazı kişilerin desteklenmesi: “Hedef kitle olarak tanımlanan siyasi ve etnik gruplarda ayrışmayı desteklemek ve birliği bozmak maksadıyla bu grup içindeki bazı kişilerle iletişim kurulacak, hedef kitlenin gücü azaltılarak TSK’yı yıpratma çabaları etkisiz kılınacaktır. Gruplar içindeki uygun kimseler tespit edilecek ve uygun ortam oluşturulması durumunda bunlarla irtibat sağlanacaktır. Genel Kurmay Harekat Başkanlığı işlem makamı olacaktır.”
Uygun sanatçı ve yazarlara eser hazırlatılması: “TSK ile benzer dünya görüşü olduğu bilinen sanatçı ve yazarlara öncelik verecek şekilde, seçilecek temaları işleyecek eserlerin hazırlatılması ve böylece hedef kitlelerin bilgilendirilmesi sağlanacaktır. Bu kapsamda bazı sanatçı ve yazarların desteklenmesi ve ön plana çıkarılması sağlanırken, TSK karşıtı fikir ve eylemleri ile bilinen sanatçı ve yazarların yıpratılması hedef alınacaktır.”
4 • KANAAT ÖNDERLERİ YÖNLENDİRİLECEK: Çizelgenin 12. maddesinde TSK’yı yıpratma kampanyalarının etkisiz kılınması için kanaat önderlerinin yönlendirilerek kullanılması öngörülüyor. Belge, bu “kanaat önderlerinin masraflarının doğrudan veya dolaylı olarak karşılanması gerektiğini” belirtiyor.
FİLM, DİZİ VE BELGESEL ÇEKİLSİN, ŞARKI DA BESTELENSİN • Genelkurmay’ın planında sinema dünyası da unutulmadı. Film, belgesel ve dizi gibi görsel araçların  kullanılması istenen planda şunlar yazıyor: “Kamuoyunu yönlendirmek, TSK lehindeki duygu ve düşünceleri pekiştirmek, Atatürkçü düşünce sistemini yaygınlaştırmak amacıyla tanınmış yönetmen/ oyunculara sinema, TV, çizgi veya belgesel filmlerin çektirilmesi. Faaliyet durumuna göre açık yada örtülü olarak yapılacaktır. Yaptırılacak eser, tanınmış yazar, besteci veya şarkıcıya sipariş edilecektir. Faaliyetin maliyetinin karşılanmasına ihtiyaç vardır.”

SENARYO HAZIR • “TSK’nın iç yapısına yönelik veya Yurt Sevgisi eğitimlerinde kullanılmak üzere çektirilen filmler doğrudan ve açık olarak yaptırılacaktır. Toplumu ve kamuoyunu yönlendirmek amaçlı sinema veya TV filmleri dolaylı yöntemler kullanılarak yaptırılacaktır. Bu kapsamda muharebe meydanlarının, şehirliklerin tanıtıldığı belgesel filmler de yaptırılacaktır. TV ve radyolarda yayınlanmak üzere tanınmış bir sanatçının sunduğu erbaş/erlerin, aileleri ile irtibat kurmasını, Mehmetçik dershanelerini, ambülans uçağı/helikopteri ile bir hastanın yaralının GATA’ya getirilmesi ve tedavisinin tamamlanması gibi faaliyetleri içeren TV filmi bir kurgu dahilinde tanınmış film şirketlerine, yönetmenine yaptırılacaktır.”
MALİYET KARŞILANSIN • “Sinema filmleri ve/veya TV dizisi şeklinde yaptırılabilecektir. Kamuoyunda etkili olan ve yayımlanmaya devam eden dizi filmlere TSK lehine girdiler yapılması yoluna da gidilebilecektir. Sinema, TV veya belgesel filmlerin yapım maliyeti yüksektir. Bu maliyetin karşılanmasına ihtiyaç vardır. Halkla iletişimin sağlanacağı sürekli mekanların oluşturulması düşünülecektir. Örneğin; belirlenecek garnizonlarda Silahlı Kuvvetler müzeleri tesis edilebilecektir. Bu müzeler herkesin serbestçe girebileceği, mümkünse şehrin merkezi yerinde olacak ve TSK’nın tarihini yansıtan ve diğer ordulardan farkını ortaya koyan obje ve dokümanlarla donatılacaktır.”
 
5 • DTP’NİN TERÖRİST OLARAK GÖRÜLDÜĞÜ VURGULANACAK: Eylem Planı’nda DTP’nin kendi ifadeleri ve davranışları nedeni ile TSK tarafından terörist olarak görüldüğünün ve muhatap kabul edilmediğinin kamuoyuna ilan edileceğini kayda geçiriyor.
 
“BÖLGE RAHATSIZ EDİLECEK” • Eylem Planı’nında Kürt sorunu ve DTP ile ilgili de öneri ve uygulamalar da yer alıyor. Plan’da “Terörist” olarak nitelendirilen DTP ile ilişkiler ve Güneydoğu’da PKK’ya desteği azaltmak için çarpıcı stratejiler geliştirilmiş:
“Irak’ın kuzeyindeki desteği kesmek için bölge halkını terörle mücadele bağlamında ‘rahatsız’ edecek ve teröre yardım ettikleri sürece bu rahatsızlıkların devam edeceği mesajını verecek faaliyetler icra edilecektir.
Teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağı, sıklıkla yapılacak aramalar, operasyonlar v.b  faaliyetler ile bölge halkına hissettirilecek.
Irak Kuzeyi bölgesinde Türkiye sınırına yakın bölgelerde yaşayan Irak halkına ise ağır silah ateşleri icra edilerek aynı mesaj verilecektir. Bu şekilde PKK’ya desteklerinin sürmesi halinde bu rahatsızlıkların artarak devam edeceği duygusu hakim kılınacaktır. İşlem Makamı Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Koordine makamı Genelkurmay Harekat Başkanlığı’dır.”

DTP’NİN FAALİYETLERİNE YÖNELİK ÖNLEMLER
“DTP’nin muhtelif yer, zaman ve vesilelerle kamuoyuna hiç çekinmeden yansıttığı söylem ve davranışları nedeni ile TSK tarafından terörist olarak görüldüğü ve herhangi bir şekilde muhatap alınmayacağı üst düzey bir basın toplantısında açıkça ilan edilecektir.
DTP’nin Kandil ve AB arasında sıkışmasına yol açacak şekilde terör yanlısı tutumları gözler önüne serilecektir. Genelkurmay Başkanı’nın sadece PKK konusunda yapacağı bir basın toplantısında gerekçeleri detaylı olarak izah edilmeyi müteakip DTP’nin TSK tarafından terörist olarak görüldüğünün ilan edilmesi; PKK terörünü irdeleyen bir bilimsel faaliyette (seminer, sempozyum vb.) Genelkurmay Başkanı veya Kara Kuvvetleri Komutanı’nın yapacağı konuşma içinde kamuoyuna söz konusu tavrın ilan edilmesi...
6 KÜRT BÖLGESİ SİLAHLA RAHATSIZ EDİLECEK: Çizelgede, “teröre sağlanan desteğin bedelsiz kalmayacağını bölge halkına hissettirmek için sıklıkla arama, operasyon düzenleneceği, Irak’ın Türkiye sınırında yaşayan sivillerin ağır silahlarla vurulacağı yazıyor.
Eylem Planı’ndaki bazı öneriler ise insanın kanını donduracak cinsten. “Irak’ın kuzeyinde PKK’ya verilen desteğin bir sonucu olarak söz konusu bölge halkını terörle mücadele bağlamında ‘rahatsız’ edecek faaliyetler yapmak” başlığı altında “PKK’ya desteğin bedelsiz kalmadığını halka göstermek” için “bölgede aramaların ve operasyonların sıklaştırılması,” Irak’ın kuzeyinde yaşayan halka karşı ise “Ağır silah ateşleri icra edilmesi” tavsiye ediliyor.
Plan’da yer alan diğer çarpıcı başlıklardan bazıları da şöyle:
“TSK’yı hedef alan gruplar içinde bazı kişileri desteklemek, siyasi ve etnik gruplarda ayrışmayı destekleyip, birliği bozmak;
TSK karşıtı fikir ve eylemleri ile bilinen sanatçı ve yazarların yıpratılması;
Uygun besteci ve sanatçılara TSK’nın savunduğu görüşler doğrultusunda açık ya da örtülü eser yaptırmak;
Genelkurmay Başkanlığı’nın Eylül 2007  ve HRK:17:00-07... sayılı yazısı EK-A ve Lahika-1 ismiyle faaliyete koyduğu Eylem Planı Excel formatında hazırlanmış. Eylem Planı’nın hangi şahış ve birim tarafından  yazıldığının anlaşılmaması, kamuoyuna yansımaması için de her kişi ve birime belli sayıda kullanılan x işaretinden oluşan kod adlar verilmiş. Taraf’ın elinde bulunan, ve Genelkurmay Başkanlığı’ndan çıktığı resmi olarak belgelenen 11 sayfadan oluşan Lahika-1 adlı Eylem Planı’ndan satır başları:
‘DİN LÜZUMLU MÜESSESE’  Bilgi Destek Planı’nın hemen girişindeki “durum” başlığında AKP hükümeti irticai faaliyetlere zemin hazırlamak ve bizzat organize etmekle suçlanıyor:

İRTİCAİ FAALİYETLER BİZZAT İKTİDAR TARAFINDAN ORGANİZE EDİLİYOR  “İrticai faaliyetlerde, tarikat ve dini grupların yürüttüğü çalışmalara ilave olarak, bu faaliyetlere zemin hazırlayan bir çok gelişmenin bizzat iktidar tarafından organize edildiği, bu kapsamda yasal ve idari alt yapının hazırlandığı, uygulamanın ise hem merkezi yönetim, hem de yerel yönetimler tarafından kapsamlı bir şekilde yürütüldüğü, toplumda İslami hayat tarzının yaygınlaştırılması ile ilgili olarak, basın yayın organları vasıtasıyla tarikat ve dini grupların kamuoyuna sivil toplum örgütü olarak kabul ettirilmeye çalışıldığı, bunun da ötesinde irticai grupların (terör örgütleri dahil) faaliyetlerini yasal ve legal zemine oturtma gayretlerine ağırlık verildiği görülmektedir. Toplumu örgütleme ve yönlendirmede okul, yurt, şirket, dernek, vakıf ve medya gibi demokrasinin tüm meşru vasıtalarını etkili olarak kullanmaya devam etmektedir. İrticai odakların, devlet kurumlarında kadrolaşma faaliyetlerinde önemli mesafeler aldıkları bilinmektedir.”

DİN LÜZUMLU MÜESSESE • “Bunun yanı sıra, toplumda İslami yaşam tarzını hakim kılma çalışmaları artan bir hızla gerçekleştirilmeye devam edilmektedir. TSK’nın din karşıtı olmadığı, Atatürk’ün ifadesi ile ‘Dinin lüzumlu bir müessese’ olduğuna olan inanç hedef kitlelere hissettirilecek, özellikle asker olarak yüce din duygularının Mehmetçiğin muharebe sahasındaki motivasyonu açısından önemli olduğu, TSK’nın çağdaşlaşmanın  hep öncülüğünü yapmış bir kurum olarak batı demokrasilerinde yer alan sivil-asker ilişkilerini ve laikliği benimsediği vurgulanacaktır.”

STRATEJİ • “TSK’nın millî değerlere gerçek anlamda sahip çıktığı mutlaka gösterilecektir. Bu kapsamda, önümüzdeki dönemde takip edilecek en uygun strateji; TSK’ya yönelik yıpratma çabalarını etkisiz kılmak, ordunun gücünü, yapısını ve güvenilirliğini muhafaza etmek ve artırmak, demokratik yapı içinde halkla bütünleşmesini geliştirmek olacaktır.”
AKP ANAYASASI MİLLİ DEVLETE KARŞI • Plandan anlaşıldığına göre Genelkurmay Başkanlığı, Anayasa tartışmalarına da el atmış. “Bilimsel Etnik Toplantılar” adı altında bu tür tartışmaların yapılması gerektiği yazılan planda siyaseti de yakından ilgilendiren şu ifadeler dikkat çekiyor: “Bilimsel etkinlik toplantıları: Yeni Anayasa hazırlama çalışmalarında TSK’nın önceliklerinin çalışmalara yansıması, millî değerlerin Atatürkçü düşünce sisteminin ve Cumhuriyetin kazanımlarının korunması maksadıyla; çeşitli vesileler ile yargı birimleri, üniversiteler ve etkin STÖ’leri tarafından düzenlenen bilimsel toplantılara katılım sağlanarak TSK görüşlerinin kamuoyuna ve ülke yönetiminde etkin olan kişi ve kurumlara iletilmesi temin edilecektir.” Ak Parti’nin taslağı içinde “Anayasa paketinin milli devlete karşı olduğu konularıda işlenecektir” dendi.
LİSE ÖĞRENCİLERİ BİZDEN DERS ALSIN • Genelkurmay’ın planında Milli Güvenlik dersi gören öğrencilere yer verildi, ders ve kitapların içeriğinin yeniden gözden geçirilmesi istendi: “Millî güvenlik bilgisi derslerinin öğrencilere, TSK’nın tanıtımı ve millî değerlerin anlatıldığı bir fırsat olarak kullanılması: Kitabın içeriği ve konu kapsamları bilgi destek açısından yeniden gözden geçirilecektir. Ders, daha çok tatbiki, uygulamalı araç, gereç ve yardımcı malzemelere dayalı olacaktır. Derslerde işlenecek temalar ve işleniş tarzına önem verilecektir. İhtiyaç duyulan garnizonlara açılan 156 “uzman lider eğiticisi (Milli Güv.Bilgisi Öğretmenleri)” kadrosunun büyük bir kısmına atama yapılmıştır. Bu uygulama alınacak sonuçlara göre genişletilecektir. Uzman lider eğiticisi kadrolarına atanan subayların seçimi konusunda, söz konusu faaliyetin TSK’nin bekası için önemi dikkate alınarak hassasiyet gösterilmelidir. Bu personel, askeri personelden istenilen kişisel niteliklere sahip olmasının yanı sıra öğretmenliği seven, eğitim bilimleri ve pedogoji formasyonu almaya ve uygulamaya istekli, öğretmen ve öğrencilerin sevgisini ve saygısını kazanabilecek örnek şahsiyetlerden olmalıdır. Bu personel seçildikten sonra Eğitici ve Öğretmen Yetiştirme Okulunda (EYÖYÖK) kurs esnasında bu nitelikleri itibarıyla değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.”

CD VE DVD DAĞITILACAK • “Kitabın içeriğinin değiştirilmesi işlemi 2006 yılında tamamlanmıştır. Bu kapsamda yeniden muhtevasının değiştirilmesi karşı propagandalar üretilmesine zemin hazırlayabilir. Milli Güvenlik öğretmenlerinde “öğrencileri etkileme” ölçeği özel olarak aranacak ve bu ölçek takip edilecektir. Temalar Bilgi Des.D.Bşk.lığınca verilecektir. Bilgi Des.D.Bşk.lığınca, temaları işleyen seslendirme ve görüntüsüyle öğrencileri etkileyen ders filmleri hazırlanarak, CD, DVD olarak öğretmenlere dağıtılacaktır.”
ELDE ETTİĞİMİZ STÖ’LERİ KULLANALIM • “Uygun STÖ’ler ile iletişim ve işbirliği imkanlarının geliştirilmesi. Kurumun risk altına girmemesi için “güvenilir kişiler” üzerinden “dolaylı” ve “örtülü” olarak kullanılacaktır. Tam kontrollü STÖ’ler yerine “etki edilen ve harekete geçirilebilen” STÖ’ler kullanılacaktır. TSK ile kurumsal iletişim içindeki STÖ’ler bu tarz faaliyetlerde açık olarak kullanılmayacaktır. Tam kontrollü STÖ’lerden elde edilen verimin düşük olması nedeniyle bu tarz STÖ’ler kullanılmayacaktır. Faaliyetlerin maliyetlerinin karşılanmasına ihtiyaç vardır.

HEDEF KİTLELER • Başta Mehmetçik Vakfı, Şehit ve Gazi Dernekleri, THK ve Kızılay gibi kamu hizmeti gören STÖ’leri olmak üzere TSK’nın düşünce ve değerlerine önem veren kişi ve kuruluşlarla iletişim kurulması sağlanacak, bahse konu STÖ, uygun etkinliklerde ön plana çıkarılacak ve kamuoyuna yönelik mesajların hedef kitlelere verilmesi temin edilecektir.”
PLANDAN NOTLAR...   Planda, TSK’ya yönelik bakışın değiştirilmesi için varoşlara gidilmesi gerektiği ifade ediliyor.
• SOHBET TOPLANTILARI: “TSK içinde gayri memnun bir zümre yaratılmasına ve komuta katına olan güvenin sarsılmasına mani olunacaktır. General-Amiral ve Alay Komutanları seviyesinde düzenlenecek sohbet toplantılarında personelin duygu ve düşüncelerini paylaşabileceği bir ortam yaratılacak, zaman zaman eşli olarak yapılacak bu toplantılar sonucunda TSK içinde fikirde ve eylemde birlik ve beraberliğin sağlanması hedeflenecektir.”

• AYDINLATMA TİMLERİ: “Halen uygulanan Bilgilendirme Bilinçlendirme Faaliyetleri kapsamında görev alan mobil eğitim timlerinde, üst subay rütbesinde daha tecrübeli personelin, konusunda uzman sivil öğretim görevlilerinin ve emekli TSK personelinin  görev alması, gerekirse bu timlerin kadrolu hale getirilmesi, Bilgi Destek Daire Başkanlığınca eğitilerek TSK bünyesinde fikirde ve eylemde birlik ve beraberliğin sağlanmasına destek veren “Aydınlatma Timleri” haline getirilmesi esas alınacaktır.”

• SANAL ALEM: “Kamuoyunda gündeme gelen konularda TSK’nın görüşleri hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi, gündemin yönlendirilmesi ve hedef kitlelerin millî sorunlar hakkında bilgilendirilmesi maksadıyla internet ortamının daha etkin bir şekilde kullanılacaktır.”

• İLK HEDEF VAROŞLAR: “Toplumsal Gelişime Destek Faaliyetleri (TGDF)’nin seçilen hedef kitlelere yönelik planlama ve icrasına öncelik verilecek, büyük şehirlerde, özellikle varoşlarda, TGDF’nin uygulanabileceği pilot bölgeler tespit edilecek, bu bölgelerde yaşayan halkın TSK’ne bakışının değiştirilmesi için TGDF bir fırsat olarak kullanılacaktır.”

• BİLİM DE VAR: “Kamuoyunu etkilemek amaçlı bilimsel içerikli seminer/toplantı vb. faaliyetlere iştirak edilip, desteklenecek. Uygun strateji ve araştırma merkezlerince gerçekleştirilecek seminer/toplantı vb. faaliyetler örtülü olarak desteklenecektir. Etkinliklerin maliyetlerinin karşılanmasına ihtiyaç vardır.”
• GAZİLER: “Üst düzey komutanlarca şehit ve gazi ailelerine yapılan ziyaretler, kamuoyuna yansıtılacaktır. Medyanın ilgisinin çekilmesi için gerekirse şehit ve gazi aile ziyaretleri mülki makamla birlikte yapılabilecektir. Askeri personel eşleri yardımların toplanması ve dağıtılması hususlarında organize edilecektir. Dernek başkanlarının bilgilendirilmesi, yönlendirilmesi ve yapacakları faaliyetlerin maliyetleri işlem makamlarınca karşılanacaktır.”



Ergenekon’un tam 17 gizli tanığı var

 

Tunceli merkeze bağlı Geyiksuyu nahiyesi kırsal alanında, arama tarama faaliyetleri sırasında, PKK mensuplarınca önceden döşenmiş mayının patlaması sonucu Astsubay Kıdemli Üst Çavuş Halis Kırımlı ile Jandarma Er Samet Akdeniz şehit oldu.
  YERİ DEĞİŞECEKTİ • Şehit olan Astsubay Kıdemli Üst Çavuş Halis Kırımlı’nın Konya’daki ailesine haberi, eve gelen Akşehir Garnizon Komutanı Albay Osman Arıduru, Kaymakam Kenan Çiftçi, Belediye Başkanı Mustafa Baloğlu tarafından verildi. Akşehir’de yıllardır sobacılık yapan esnaf Ömer Kırımlı, oğlunun şehit haberini aldığında gözyaşlarını tutamadı. Manisa’ya tayini çıkan Halis Kırımlı’nın 10 gün sonra yeni görev yerine gideceği, bunun için hazırlık yaptığı öğrenildi.
  CENAZE TÖRENİ • Evli ve bir kız çocuğu babası şehit Kırımlı’nın cenazesi, dün kılınan ikindi namazından sonra Akşehir Şehitliği’nde toprağa verildi.
  FENALIK GEÇİRDİLER • Kırımlı ile birlikte şehit olan Jandarma Er Akdeniz’in acı haberini, Bursa’nın merkez Osmangazi ilçesinde oturan ailesine, eve gelen askeri yetkililer verdi. Altı aylık asker olduğu öğrenilen Akdeniz’in şehit olduğu haberini duyan yakınları, acılı ailenin evine geldi. Akrabalarının desteğiyle güçlükle ayakta durduğu gözlenen baba Salim Akdeniz, oğluyla en son önceki akşam telefonda görüştüğünü belirterek, “Milletimizin başı sağolsun. Bayramdan sonra izne gelecekti, ama şimdi daha erken geldi’’ dedi.
KÖKSAL’DAN MESAJ • TBMM Başkanı Köksal Toptan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a başsağlığı mesajı gönderdi. Toptan, mesajında şunları kaydetti: “Vatanımızın bölünmez bütünlüğü, insanlarımızın can ve mal güvenliği uğruna şehit düşen askerlerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Şahsınızda Türk Silahlı Kuvvetlerimiz mensuplarına ve ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum.’’
ŞIRNAK’TA ÇATIŞMA • Şırnak’ın Beytüşşebap ilçesi dağlık arazi kesiminde, PKK’ya yönelik operasyonda çıkan çatışmada ise er Talha Köroğlu şehit oldu. Şehit erin cenazesi, Giresun’un Görele ilçesinde toprağa verildi. Cenaze için tören, ilçe Hükümet Konağı önünde yapıldı. Görele Devlet Hastanesi morgundan ambulansla alınan şehit erin cenazesi, belediyeye ait ambulansla tören alanına getirildi. Türk bayrakları taşıyan vatandaşlar, yol boyunca kortej oluşturarak ambulansa eşlik etti, PKK aleyhine slogan attı. Cenaze namazının kılınmasının ardından, şehit erin cenazesi, ilçeye bağlı Çatakkırı köyündeki aile kabristanında defnedildi.
  İKİ PKK’LI ÖLDÜRÜLDÜ • Tunceli-Ovacık kara yoluna bomba döşemek isteyen iki PKK’lı, çatışmada etkisiz hale getirildi. Operasyonda silahlarıyla ölü ele geçirilen PKK’lıların üzerinde bol miktarda patlayıcı madde bulunduğu belirtildi.
  İKİ KORUCU YARALI • Bingöl’de Gerçekli köyünde yaşayan ve odun toplamaya giden Mehmet Kavran, PKK’lılar tarafından döşenen mayına bastı. Olay yerinde yaşamını yitiren Kavran’ın cesedini almak için bölgeye giden köy korucuları da PKK tarafından pusuya düşürüldü. Çıkan çatışmada iki köy korucusu yaralandı.   İZMİR’DE PKK OPERASYONU • İzmir’de kamu kuruluşlarına ait binalara ve araçlara kundaklama eylemleri düzenleme hazırlığında oldukları öne sürülen yedi kişiden beşi tutuklandı.
Terörle Mücadele ekipleri tarafından Buca, Bornova ve Karşıyaka ilçelerinde yapılan operasyonlarda yedi zanlı, molotof kokteylleri ile yakalanmıştı. Yakalanan zanlıların arasında PKK mensubu olarak Diyarbakır’dan İzmir’e gönderilen Dicle Üniversitesi öğrencisi Ş.K. (23) ile Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisi A.K’nın da (18) bulunduğu belirlenmişti.
Emniyet Müdürlüğü’nde işlemleri tamamlanan ve adliyeye gönderilen zanlılardan E.G, savcılık tarafından serbest bırakıldı. Altı kişi ise mahkemeye çıkarıldı. Yapılan duruşmada G.A. (25), Ege Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisi A.K. (18), N.D. (20), Ş.K. (23) ile B.D. (22) tutuklandı. R.Ş. (22) ise mahkemece tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.


Yarın açıklanacağı açıklanan Ergenekon iddianamesinde kilit önemde 17 gizli tanığın ifadesi yer aldı. Can güvenliklerini sağlamak amacıyla bu tanıklar isim yerine rakamlarla kodlandı

 
 
 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaklaşık bir yıl bir ay süren soruşturma sonucunda hazırladığı ve yarın açıklanacak iddianamenin içeriğine ilişkin ilk bilgiler, iddianamede çarpıcı tespitlere yer verildiğini gösteriyor. Alınan bilgilere göre 17 civarında gizli tanığın ifadesine yer verilen iddianame, 2 bin 455 sayfa ve 40 ana başlıktan oluşuyor. 400 klasörlük soruşturma fihrist yapılarak 3 adet DVD’ye kaydedildi. Emekli Tuğgeneral Veli Küçük, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek‘in de arasında bulunduğu 48 tutuklu 85 şüphelinin yer aldığı iddianamede, her bir şüpheli için beş ayrı bölüm ayrıldı. Böylece iddianamede yer alan alt bölümler 425’i bulurken önemli şüphelilerin bazılarına ise 150 sayfa yer ayrıldı. İddianamede yer aldığı öğrenilen belli başlı konulardan bazıları şöyle:
RAKAMLI KODLAMA • Soruşturmada bir çok isim ve eylemin ortaya çıkmasında tanıklar önemli rol oynadı. Can güvenliği nedeniyle kimlikleri açıklanmayan 17 gizli tanık, iddianamede rakamlarla kodlandı.
YURTDIŞI BAĞLANTISI • Üç savcı tarafından yazılan iddianamede Ergenekon terör örgütünün yurt dışı bağlantılarına da yer verildi. Soruşturma kapsamında tutuklanan emekli Tuğgeneral Veli küçük, örgütün üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen Doğu Perinçek, Türk Ortadoks Patrikhanesi sözcüsü Sevgi Erenerol başta olmak üzere bazı şahısların, içlerinde organize suç örgütü lideri ve avukatların da bulunduğu bir grupla zaman zaman yurt dışında bir araya gelerek toplantılar ve seminerler düzenlediği ileri sürüldü. Bu seminerlerle ilgili örgütün bağlantılarına da iddianamede iki bölümde yer verildi.
DİNK CİNAYETİ • 19 Ocak 2007’de Şişli’de bulunan Agos Gazetesi önünde silahlı saldırı sonucu öldürülen Gazeteci Hrant Dink cinayeti de Ergenekon terör örgütü iddianamesinde yerini aldı. Dink cinayeti olayından dolayı İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde sekizi tutuklu 19 sanığın yargılanmasına karşın Ergenekon terör örgütü iddianamesinde Dink cinayeti “ülkede kaos yaratacak eylemler” olarak adlandırıldı.
Dink cinayetine ilişkin dava dosyasına gönderdiği ifadelerle gündeme gelen ve Ergenekon yapılanmasından bahseden sanık Ergin Bağbars’ın da iddianamede tanık olarak ifadesinin yer aldığı öne sürüldü.  
CÇG DARBESİ • İddianamede ayrıca örgüt tarafından dört darbe planı hazırlandığı ‘Sarıkız’, ‘Ayışığı’, ‘Eldiven’ isimli darbe hazırlıklarının dışında dördüncü darbe planının ise 2002 yılında Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı’na bağlı olarak kurulan “Cumhuriyet Çalışma Grubu” (CÇG) tarafından hazırlandığı da iddialar arasında yer aldı.



Dünya Ergenekon’u konuşacak



Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye’nin önümüzdeki dönemlerde çok önemli sınavlardan geçeceğini belirterek “Türkiye bir bakıma yaptıkları ya da yapmadıklarıyla bütün dünyada konuşulacak. Türkiye’nin iç gündemi diye bir şey kalmadı artık. Bizim iç gündemimiz artık anında dünya gündemi oluyor” dedi

 
 
 

Türkiye’nin AB’ye üyelik müzakereleri sürecinde açılacak yeni fasılları görüşmek üzere Brüksel’e giden Babacan, Esenboğa Havaalanı’nda basın toplantısı düzenledi.
IRAK ZİYARETİ • Babacan, merkezi Irak hükümetinin PKK ile mücadelede açık bir tutum sergilediğini; Kuzey Irak yönetiminin de son zamanlarda en azından söylem olarak ve arazide aldıkları bazı tedbirlerle bir niyet ifadesinde bulunduğunu kaydetti. Babacan, “Ancak bu yeterli midir? Hayır. Kuşkusuz Irak’ın kuzeyindeki yerel yönetimden bizim PKK ile alakalı hem söylem olarak hem de arazide yapılacaklarla ilgili beklentilerimiz vardır. Ancak artık diyalog kapısı açılmıştır. Bu da önemlidir” diye konuştu. Babacan, doğrudan diyalog kurdukları Kuzey Irak yönetiminden, PKK ile ilgili çok daha somut, sonuç getirici adımlar beklediklerini söyledi.
KAPATMA DAVASI • AKP aleyhine açılan kapatma davasının, sadece Avrupa’da değil gittiği her yerde ilk gündem maddelerinden birini oluşturduğunu vurgulayan Babacan, şöyle devam etti: “Herkes merakla takip ediyor Türkiye’deki gelişmeleri. Dünyanın her köşesinde takip ediliyor. Afrika Birliği zirvesine gittim. Şarm El Şeyh’te pek çok Afrikalı bakan ‘Türkiye’de ne oluyor’ diye sordu doğrusu.”
ERGENEKON MERAKI • Uluslararası temaslarında, kapatma davası kadar olmasa da Ergenekon soruşturmasının da gündeme geldiğini belirten Babacan, şunları kaydetti: “Türkiye önümüzdeki dönemde çok önemli sınavlardan geçecek. Bir bakıma yaptıkları ya da yapmadıklarıyla bütün dünyada konuşulacak. Türkiye’nin iç gündemi diye bir şey kalmadı artık. Bizim iç gündemimiz artık anında dünya gündemi oluyor. Avrupa’da da, Asya’da da, Afrika’da da tartışılıyor. Dolayısıyla bizim sorumluluğumuz, sadece kendi sınırlarımız içinde kalan bir sorumluluğun ötesine geçmiş durumda. Çünkü Türkiye doğruları yaptıkça pek çok ülke bundan istifade ediyor. Tabii bu sorumluluğun da bilincinde olmamız gerekiyor hep beraber. Ümit ediyorum ki Türkiye bu sınavları, bu önemli konuları başarıyla atlatır ve dünyada zaten son derece takdir edilen, beğeniyle izlenen bir ülke durumunu daha da üst noktalara taşır.”
ALMAN DAĞCILAR • Ağrı Dağı’nda kaçırılan üç Alman dağcının kurtarılması için ilgili tüm kurumların yoğun bir çalışma yürüttüğünü söyleyen Babacan, Almanya Dışişleri Bakanı Frank Walter Steinmeier ile çalışmaları değerlendirdiklerini bildirdi.



İddianame pazartesiye

 
 
 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, soruşturmayla ilgili hazırlanan iddianame konusunda aslında bugün bir açıklama yapmayı hedeflediklerini, ancak  kapsamlı olan iddianame üzerindeki incelemeleri tamamlayamadıklarını bildirdi.
Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) sistemine aktarılan iddianame üzerindeki incelemenin sürdüğünü ifade eden Çolakkadı, 14 temmuz pazartesi günü saat 11.00’de konuya ilişkin açıklama yapmayı öngördüklerini kaydetti

Eruygur’un resmi sponsoru

 
 
 

Başkanlığını Ergenekon Soruşturması kapsamında tutuklu bulunan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un yaptığı Atatürkçü Düşünce Derneği’nin harcamalarını eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in finanse ettiği belgeleriyle ortaya çıktı. Atatürk ismini izinsiz kullanan derneğin ilk altı ayındaki harcamaları 112 bin YTL tutarken bunun 100 YTL’sini Sezer’in verdiği bağışla karşılandı.
1997’DE ÖNE ÇIKTI • Atatürkçü Düşünce Derneği 19 Mayıs 1989 günü kuruldu. 28 Mart 1993  tarihinde ise Bakanlar Kurulu kararıyla “Kamu Yararına Çalışan Dernekler” statüsüne alındı. Kurulduğu dönemlerde çok fazla etkinlik gerçekleştirmeyen dernek, özellikle Refah Partisi’nin iktidara geldiği 1997’de öne çıkmaya başladı. AKP’nin iş başına geldiği 2002 seçimleri sonrasında oldukça aktif olan dernek ‘Cumhuriyet Mitingleri’ni organize eden kuruluşların da başında yer aldı. ‘Cumhuriyet Mitingleri’nin düzenlenmesinden bir yıl önce dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından yapılan bağışlar adeta derneğin harcamaları için “can simidi” oldu.
  GELİRLER BAĞIŞLARDAN • ADD’nin 1 Haziran 2006 ve 31 Aralık 2006 tarihli bilançosu incelendiğinde derneğin altı aylık toplam gelirinin 185.074 YTL olduğu, bu gelirin 113.869 YTL’sinin bağışlardan oluştuğu, bu bağışların da 100.000 YTL’sinin dönemin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından Cumhurbaşkanlığı bütçesinden karşılandığı görüldü. En büyük bağışı yapan Sezer, 17 Ağustos 2006’de 50 bin YTL, 25 Aralık 2008 tarihinde de 50 Bin YTl olmak üzere toplam 100 Bin YTL bağış yaptı. Sezer’in 100 bin YTL bağış yaptığı dönemde 112 bin 565 YTL harcama yapıldı. Sezer’in 16 Mayıs 2000 tarihinde başlayan ve 2007 Ağustos’una kadar devam eden görev süresince ADD’ye toplam 221 bin 811 YTL para yardımında bulundu.
  ERUYGUR 35 YTL BAĞIŞLADI • Sezer’in bu cömert bağışlarına karşılık derneğin genel başkanı olan eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur 35 YTL, Anayasa Mahkemesi eski Başkanı Yekta Göngür Özden 500 YTL, Cumhuriyet Gazetesi İmtiyaz Sahibi ve Başyazarı İlhan Selçuk 50 YTL, Türkiye Eczacılar Birliği de 3 bin YTL bağışta bulundu. Derneğin harcama kalemi içerisinde Ahmet Taner Kışlalı Kültür Merkezi’ne yapılan 37 bin YTL’lik yardım en büyük harcama kalemi olarak öne çıkıyor. Personel maaş ve ödemeleri 15 bin YTL ile ikinci büyük harcama kalemi olurken, SSK taksitleri ise 12 bin 430 YTL’yle üçüncü sırada yer alıyor.


HÜRRİYET YALNIŞ SEVİNDİ
  
Bir CHP milletvekiline dayanarak önceki gün manşet atan Hürriyet “Bilgisayar veri kopyaları sanıkları verilmeliydi, verilmemiş, delil sayılmaz” dedi. Oysa yasa veri kopyalarının sanık ve sanık vekillerine “istenirse” verilmesini öngörüyor. Nitekim bazı Ergenekon sanıklarının avukatları istemiş, almış

Hürriyet gazetesi ilgili yasa maddesini incelemeden CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın, “Ergenekon soruşturması kapsamında el konulan bilgisayarlardaki veriler kopyalanmadığı ve ilgilisine verilmediği için veriler delil olmaktan çıkmıştır” sözlerini manşetine taşıdı. Ancak avukat ve uzmanlardan Hürriyet ve Seyhan’a kötü haber geldi: “Polis kayıtların kopyasını vermek zorunda değil ancak zanlı ya da avukatı talep ettiğinde alabilir.”
ZORUNLULUK YOK • CHP’li Seyhan’ın iddiası Ankara Barosu’nun düzenlediği “Bilgisayarlarda, bilgisayar programlarında ve kütüklerinde arama, kopyalama ve el koyma” panelinde masaya yatırıldı. Panelde konuşan Bilgi Üniversitesi Bilişim Teknolojisi Hukuku Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Yard. Doç. Leyla Keser, “Madde 134’e göre bütün verilerin yedeklenmesi gerekiyor. Bu şu demek vasat bir hard diski yedeklemek 4-6 saat, daha kapsamlı bir hard diski yedeklemek için 12-13 saat polisi misafir etmeniz demek. Dolayısıyla hard disk adli bilişim laboratuarına götürülerek orada inceleme yapılıyor, yedekleniyor. Talep edilmesi halinde bir örneğinin size verilmesi gerekiyor. CMK, şüphelinin veya avukatının talebi halinde bu kopya verilir diyor. Dolayısıyla polis bunu vermek zorunda değil” dedi.
TUTANAKLAR • Ankara Barosu Bilgi İşlem Merkezi Başkan Yardımcısı Av. Çağatay Cengiz ise şöyle konuştu: “Gözaltı sırasında verilere el konulduğuna dair kabul tutanağını zanlıya imzalatılıyor. Tutanakta, ‘aldık verileri ne diyorsun’ denir. Zanlı buna imza atar. Mahkemede bu konuda şüphelinin iddiası dinlenmez. Delillere ekleme yapıldığı iddiası bir karinedir. Karinelerde, aksi ispat edilmediği müddetçe elde edilen verilerin kesin olduğu kabul edilir. Polisin kopya verme zorunluluğu yok kişi ya da avukatı isterse verilir.”
MİLLETVEKİLİNİN ÇIKARI MI • Ankara Barosu Bilgi İşlem Merkezi Başkanı Avukat Özgür Eralp da, Ergenekon soruşturmasındaki delillerin geçerli olup olmayacağı sorusuna şu yanıtı verdi: “Sayın milletvekilimizin orada söylediği, delillerin bir kopyasının alınmadığı. Alınmadığı içinde hukuka aykırı gibi kendi çıkarı mı var? Biz burada çok açık CMK’nın 134. maddesinin 3. ve 4. fıkralarını söyledik. Siz bunu Türkiye’deki tüm olaylara uygulayabilirisiniz. Kanunlar açık. 3. fıkra ‘yedekleme yapılır’ diyor. 4. fıkra ise ‘talep olursa kopyası zanlıya verilir’ diyor.” KOPYA ALAN ZANLILAR VARMIŞ • Hürriyet ve Milletvekili Tacihar Seyhan’ın iddialarının aksine ev ve işyerlerindeki elektronik delillere el konulan Ergenekon zanlılarından bazılarının, bu delilerin bir kopyasını aldıkları öğrenildi.
CMK 134 NE DİYOR? •
134(3) • Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoyma işlemi sırasında, sistemdeki tüm verilerin yedeklemesi yapılır.
134(4) • İstemesi halinde, bu yedekten bir kopyası şüpheliye veya vekiline verilir ve bu tutanağa geçirilerek imza altına alınır.
134 (5) • Bilgisayar veya bilgisayar kütüklerine elkoymaksızın da, sistemdeki verilerin tamamının veya bir kısmının kopyası alınabilir. Kopyası alınan veriler kâğıda yazdırılarak, bu husus tutanağa kaydedilir ve ilgililer tarafından imza altına alınır.



MİTTE ERGENEKONUN ŞEMASI VAR

5 yıl önce Başbakan’a isim isim bildirdiler... 2003’te araştırılması talebi ve çok gizli kaydıyla başbakanlığa giden “devlet içindeki Ergenekon çetesi” şemasında biri parti genel başkanı olmak üzere politikacılar, gazeteciler ve işadamları var

HEPSİ BUGÜN DE ÇOK ETKİN • Bugün siyaset sahnesinde, iş dünyasında ve medyada çok etkin olan birçok isim beş yıl önce MİT tarafından başbakanlığa “Ergenekon örgütüyle bağlantıları var” uyarısıyla rapor edildi. 2 TEMMUZDA İLETİLDİ • Beş yıllık bu çok gizli belge 2 Temmuz 2008’de başbakanlık tarafından, iddianamesinin bugünlerde açıklanması beklenen Ergenekon soruşturmasının sorumlularına bir yazıyla iletildi. BÜYÜKANIT: BANA DA DOKUNSA... • Emekli de olsa iki orgeneralin gözaltına alınıp tutuklanmasında Genelkurmay Başkanı Büyükanıt’ın “Bana dokunsa bile üstüne gidin” talimatının rolü olduğu öne sürüldü. Yazının devamı YASEMİN ÇONGAR'ın

ABD Başkonsolosu Wiener, kahraman polis Dağlı'yı ziyaret etti: Size minnettarız  
ABD İstanbul Başkonsolosu Sharon Wiener, silahlı saldırıda militanları vuran kahraman polis Osman Dağlı'yı hastanede ziyaret etti.

Wiener, Dağlı'nın daha önce ziyareti kabul etmemesine yönelik soruları cevapsız bıraktı. Konsolosluk kapılarının otomatik olarak kapandığını söyleyen Sharon Wiener, "Türk polisine kahramanca çalışmasından dolayı minnettarız." dedi.

İstinye Devlet Hastanesi'ne saat 17.45'te 3 adet zırhlı araçla gelen Başkonsolos Sharon Wiener, Osman Dağlı'ya geçmiş olsun dileklerini iletti. Dağlı'ya çiçek getiren Sharon Wiener, hastaneden ayrılması sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Amerikan Başkonsolosluğu'na hain bir saldırı düzenlendiğini söyleyen Sharon Wiener, "Saldırıda yaralanan polis memuru ve şoför arkadaşa geçmiş olsun dileklerimizi sunmak için hastaneye geldik. Bunun yanı sıra yaralı polis memuruna, 3 meslektaşını kaybetmesinden dolayı başsağlığı dileklerimizi ilettik. Türk polisine kahramanca çalışmasından dolayı çok minnettarız ve teşekkür ediyoruz." diye konuştu.

Sharon Wiener, terörizmle ilgili yaptığı açıklamadan dolayı da Cumhurbaşkanı Gül'e teşekkür ettiğini söyledi.

Basın mensuplarının saldırı sırasında kapıların kapatıldığına yönelik sorusu üzerine, "Saldırı sırasında konsolosluk kapılarının kapanması otomatik bir kapanmadır. Herhangi bir saldırıda çok sayıda insanın zarar görmemesi için otomatik olarak kapanır. Bu konu bir prosedürdür. Uluslararası bir prosedür olduğu için dünyanın her yerinde geçerlidir." şeklinde konuştu.

Wiener, Osman Dağlı'nın daha önce ziyareti kabul etmemesi ve getirdiği çiçeği attığına yönelik soruyu ise cevapsız bıraktı.

Bush'tan Gül'e: Türk polisine minnettarız  
ABD Başkanı George Bush, İstanbuldaki silahlı saldırı ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ü arayarak taziyelerini iletti

Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan aıklamada şöyle denildi.

Sayın Cumhurbaşkanı bugün kendisini arayan ABD Başkanı George W. Bush ile bir telefon görüşmesi yapmıştır.

Başkan Bush, Türk Hükümetinin İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğunun korunması için yaptıklarına müteşekkir olduklarını, konsolosluğa düzenlenen saldırı sırasında görev başında şehit olan cesur polis memurlarımızın ailelerine ABD'nin başsağlığı dileklerini ifade etmek istediğini, ayrıca kendisinin de minnettar olduğunu söylemiş, şehitlerimizin ailelerine şahsi başsağlığı dileklerinin de iletilmesini Sayın Cumhurbaşkanımızdan rica etmiştir.

Sayın Cumhurbaşkanımız Başkan Bush'a teşekkür ederek başsağlığı dileklerinin şehitlerimizin ailelerine ulaştırılacağını belirtmiş, terörizme karşı mücadele azmimizi teyit etmiş, bu mücadelede Türkiye ile ABD arasında süren işbirliğinin önemini vurgulamıştır.

Görüşme sırasında bazı bölgesel konulardaki gelişmeler de ayrıca ele alınmıştır.

 

PKK kampında Avrupalı terörist

Yunan gazetesi muhabiri Kandil'de PKK kamplarına girdi. PKK örgütlerinin içinde Avrupalıların da olduğunu açıkladı...
 
Atina’da yayımlanan Elefterotipia gazetesi, Irak’ın kuzeyinde terör örgütü PKK üyelerinin barındığı Kandil dağına ilişkin bir haber yayınladı. Habere göre, Kandil dağına giden gazetenin muhabiri Yannis Kanakis, terörist kamplarını ziyaret etti ve teröristlerle görüştü. Kandil dağında PKK ve diğer bazı terörist örgütlerin onlarca kampı bulunduğu kaydedilen haberde, büyük bölümü Türkiye ve Suriye’den geldiği belirtilen PKK üyeleri arasında bazı Avrupalıların da bulunduğu ifade edildi. Elefterotopia gazetesi muhabirinin "PKK’nın ABD’den destek alıp almadığı" sorusunu yanıtlayan bir terörist, "Bazı Amerikan servisleri tarafından kendilerine yaklaşma çabaları olduğunu, ancak Amerika’dan para yardımı almadıklarını" söyledi. 


Sürpriz sondakika: Saldırgan yakalandı  
ABD İstanbul Başkonsolosluğu önünde gerçekleşen ve 3 polis memurunun şehit edildiği silahlı saldırı ile ilgili olduğu iddiasıyla 1 kişi gözaltına alındı.

ABD İstanbul Başkonsolosluğu'na yapılan saldırının ardından, olay yerinden kaçan ve 4. saldırgan olduğu iddia edilen K. A. A. isimli zanlı yakalandı.

K.A.A. İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'ne getirildi. Burada ifadesi alınan zanlının, ifadesinde, olaya karıştığı ve saldırganlardan biri olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediği öğrenildi. Bunun üzerine polis, olay günü bölgede çekilen MOBESE kamera görüntüleri ile konsolosluğun kendi güvenlik kamera sisteminin görüntülerini incelediği kaydedildi

Konsolosluğa yapılan saldırıda kullanılan araç bulundu

İstinye'deki ABD Başkonsolosluğu'na yapılan silahlı saldırıda kaçan 4. teröristin kullandığı aracın İkitelli'de bulunduğu öğrenildi.

Aracın incelenmek üzere Gayrettepe Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Öte yandan yapılan operasyonda kaçan teröristin bacanağı ve kardeşinin de gözaltına alınarak emniyete götürüldüğü öğrenildi.

Amerika Birleşik Devletleri İstanbul Başkonsolosluğu'na yapılan silahlı saldırının ardından polisin başlattığı geniş kapsamlı çalışmalarda, saldırı olayında kullanılan araç İkitelli'de yakalandı. Saldırı olayının ardından saldırganların dördüncüsü olan ve olay yerinden kaçmayı başaran teröristin kullandığı aracın İkitelli'de bilinmeyen bir adreste ele geçirildiği öğrenildi. Soruşturma kapsamında Kars'ta yapılan operasyonda olayla ilgili olduğu belirlenen Reşat Anlı isimli bir kişi de gözaltına alınarak İstanbul'a getirildi. Öte yandan olayda kullanılan araç ile birlikte saldırıya katılıp olay yerinden kaçan teröristin kardeşi ve bacanağının da gözaltına alınarak emniyete götürüldüğü öğrenildi. Ford Fiesta markalı aracın, bulunmasının ardından incelenmek üzere Gayrettepe'deki Asayiş Şube Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Yeni gözaltılarla birlikte saldırı olayıyla ilgili ifadesi alınan kişi sayısının 6 olduğu öğrenildi.






ERDOĞAN'DAN IRAK'TA PKK MESAJI

Haber: Erdoğan'dan Irak'ta PKK Mesajı
Resmi büyütmek için tıklayın
 

Erdoğan, Terör Örgütü PKK'yı Yok Etmek Türkiye ve Irak'ın "En Önemli, En Ciddi İşlerinden Biri" Olduğunu Söyledi.

 
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütü PKK'yı yok etmek Türkiye ve Irak'ın "en önemli, en ciddi işlerinden biri" olduğunu söyledi.

Erdoğan, Irak'ın başkenti Bağdat'a yaptığı ziyaret çerçevesinde Irak Başbakanı Nuri El Maliki ile görüştü.

Görüşmede terör örgütü PKK konusunu gündeme getiren Erdoğan, "PKK'yı yok etmek, iki ülkenin en önemli, en ciddi işlerinden biridir. Bu örgütün gündemden düşmesi, her iki ülkenin lehinedir, çıkarınadır" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Bu, gecikmiş bir ziyarettir. Bundan ötürü üzüntü duyuyoruz. Bizler komşu ülkeyiz, bundan öte kardeşiz" dedi.

Erdoğan, Irak halkının 2003 yılından bu yana yaşadığı sıkıntılara dikkati çekerek, "Bu acıların sona ermesini temenni ediyoruz. Irak'ın istikrara kavuşması için Türkiye olarak üzerimize düşeni yapmak için çalışmaya hazırız" ifadesini kullandı.

Irak Başbakanı Nuri El Maliki de görüşmede Başbakan Erdoğan'a, ülkesini 18 yıl aradan sonra bir Türkiye Cumhuriyeti başbakanının ziyaret etmesinden memnuniyet duyduklarını belirtti.

Görüşmenin sonunda Erdoğan ve Maliki'nin iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesini öngören Stratejik İşbirliği Yüksek Kurulu anlaşmasını imzalaması bekleniyor.

         

Kahraman polis oyunu bozdu  
İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğu terörün hedefi oldu. Bina önünde nöbet bekleyen üç polis şehit olurken, terörün karanlık oyununu bir başka güvenlik görevlisi bozdu. Kahraman polis, yaralanmasına rağmen üç teröristi öldürdü. Dördüncü saldırgan araçla kaçtı.
 

  

   
   
   
   
   

  

 

 

 

Terörün hain yüzü dün kendisini bir kez daha gösterdi. İstanbul'daki ABD Başkonsolosluğu'nun önünde görev yapan polislere silahlı saldırı düzenlendi.

Kale gibi inşa edilen binanın girişindeki kulübeyi hedef alan teröristler, 3 emniyet mensubunu şehit etti. Üç saldırgan ölü ele geçirilirken, bir kişi kaçtı.

Edinilen bilgilere göre, içerisinde 4 kişi olduğu öğrenilen bir otomobil 10.30 sularında konsolosluğa yaklaştı.

Saldırganlardan biri polis kulübesinin kapısını açarak koruma görevlisi Nedim Çalık'ı şehit etti.

Olay yeri yakınlarında bulunan trafik polisleri Mehmet Önder Saçmalıoğlu ve Erdal Öztaş silah sesleri üzerine bölgeye koştu. Geride arkadaşlarını bekleyen iki terörist, Saçmalıoğlu ve Öztaş'a ateş açtı.

Ağır yaralanan biri 28, diğeri 21 yaşında olan polisler, silahlarını bırakmadı ve çatışmaya devam etti. Arkadaşlarının yardımına yine bir trafik polisi olan Osman Dağlı yetişti.

Sokaktaki çekicide görev yapan Dağlı, teröristlerin üçünü de etkisiz hale getirdi. Konsolosluğa giremeyeceklerini bile bile saldırarak Türkiye'yi yeniden faili meçhul kurşunlarla kaos ortamına sokmak isteyen hainlerin oyununu bu kez kahraman polisler bozdu.



Görgü tanıkları anlatıyor: Kulübeyi 3 yönden sardılar

Bir görgü tanığı, saldırganların polis kulübesini üç ayrı noktadan ateş altına aldıklarını anlatıyor: "Araba ilk geldiğinde dikkatimi çekmemişti. Arkadaşım arabanın içinde montlu birini gördü ve 'Bu arabada bir tuhaflık var, bu havada mont giyilir mi?' dedi. Hepsinin yüzünü gördüm ve hepsi de kirli sakallıydı. Montlarını çıkardılar. İçlerinden biri montunun arasına bir şeyler sokuyordu. Baktım, silahları gördüm. Mermi yerleştiriyorlardı. Sonra araba aşağı yavaş yavaş inmeye başladı. Polis olduklarını düşündüm. Tam arkamı döndüğüm sırada silah sesleri geldi. Araç üç kişiyi indirdikten bir süre sonra olay yerinden uzaklaştı. Seslerin geldiği yöne baktık, saldırganlar polis kulübesini üç yönden sarmıştı. Polislere 1-2 metreden ateş ediyorlardı. Çatışma sırasında bir polis dışarı çıktı ve ateş etti. Sonra polis yaralandı ve yere düştü. Bir tanesi de kulübenin içine girdi. İki saldırgan yere düştü, yaralandı, vuruldular. Son bir terörist vardı, sürekli polis kulübesine ateş ediyordu. Mermisi ya da silahı düştü, sonra yere eğildiği an kulübeden dışarı çıkan polis saldırganın kafasına ateş etti."

 



Ağır yaralı polisler, sürekli Kelime-i Şehadet getirdi  
ABD Başkonsolosluğu'nda meydana gelen silahlı saldırının ardından olay yerine gelen 112 Acil Servis kurtarma ekipleri, yaralılara müdahale anını anlattı

Ekipler, şehit olan ağır yaralı polislerin hastaneye taşınırken sürekli Kelime-i Şehadet getirdiklerini söyledi.

Star TV ana habere konuşan Acil Servis ekipleri, teröristlerin, kendileri olay yerine vardıklarında ölmüş olduklarını anlattı.

Hemen yaralı polislere müdahale ettiklerini söyleyen sağlıkçılar, hastaneye taşınan ancak yaşamını yitiren polislerin ambulansta sürekli Kelime-i Şehadet getirdiklerini ve silahlarını ellerinden bırakmadıklarını aktardı.

Bu arada saldırıda şehit olan polislerin, yaralanıp yere düşmelerine rağmen çatışmaya devam ettikleri belirtildi.

İstanbul Valisi Muammer Güler, yaralı polis memurları Osman Dağlı ve Ferit Özcan'ı hastanede ziyaret etti.

Güler, "Osman Dağlı dirseğinden yaralı. Bizzat çatışmanın içinden çıkan bir yaralımız.

Kahramanca da görevini yaptı." dedi.



Olay sembolik, amaç Amerika'ya gözdağı  
Sedat Laçiner
Stratejist Sedat Laçiner, saldırının ilk görünüşte El Kaide'yi işaret ettiğini söyledi. Laçiner, "Bu olay gibi her terör olayının büyük kısmı semboliktir.

Amerikan Konsolosluğu, Ortadoğu'da Amerika'nın varlığını temsil ediyor. Amerika, El Kaide tarafından Müslümanların baş düşmanı olarak gösteriliyor. Bu konsolosluğu koruyan Türk polisini vurmuş oluyorsunuz. Burada da Amerika'yı koruyan Türk polisi darbe almış oluyor. El Kaide için Türkiye her zaman hedefti. Çünkü Türkiye'nin varlığı bile El Kaide fikirlerinin tam karşıtıdır. Ayrıca Türk emniyet güçlerinin El Kaide'ye yönelik çok büyük operasyonları oldu. Bu operasyonlara bir cevap verme olasılığı da var. Bu saldırıyla El Kaide terör örgütü, kendi gücünü gösterdiğini düşünebilir." açıklamasında bulundu.

 


İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Turan Çolakkadı, “Ergenekon Soruşturması’’na ilişkin incelemenin henüz tamamlanamadığını” belirterek, iddianame konusunda açıklamayı 14 temmuz pazartesi günü yapmayı planladıklarını söyledi


Sezer 2006’da Cumhurbaşkanlığı bütçesinden 100 bin YTL bağış yapmasa, Ergenekon tutuklusu Şener Eruygur’un genel başkanı olduğu Atatürkçü Düşünce Derneği’nin topu atacağı ortaya çıktı. Atatürkçü Düşünce Derneği’nin 2006 yılı hesaplarına ilişkin belge, derneğin o yılın giderlerini neredeyse tümüyle dönemin cumhurbaşkanı Sezer’in bağışlarıyla karşıladığını ortaya koydu. Belgeye göre Sezer 2006’ya kadar hep 20 bin YTL’lik yıllık bağışla yetinirken, bağışı birden iki taksitte 100 bin YTL’ye yükseltmiş. 112 bin YTL’lik gider neredeyse bu bağışla karşılanmış. Sezer’in Çankaya bütçesinden yaptığı bu bağışların toplamı 221 bin YTL. İlhan Selçuk’un 2006 bağışı 50, Eruygur’unki ise 35 YTL olmuş
TERÖRE HAYIR  
 
POQbum .com Graphics
POQbum .com Graphics
 
web tracker  
 
 
 
 
  CENTER>

Doğduğunuz ayı işaretleyiniz.

Ocak Şubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım Aralık

Doğduğunuz günü işaretleyiniz.

01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31

 
 
 

 
Bugün 2439 ziyaretçi (3432 klik) kişi burdaydı!
ein Bildein Bild
Kuran-i Kerim Dinle
ein Bild

Sure İsmi

Media Player

Sure İsmi

Media Player

1-Fatiha Suresi

Dinle

50-Kaf Suresi

Dinle

2-Bakara Suresi

Dinle

51-Zariyat Suresi

Dinle

3-Al-i İmran Suresi

Dinle

52-Tur Suresi

Dinle

4-Nisa Suresi

Dinle

53-Necm Suresi

Dinle

5-Maide Suresi

Dinle

54-Kamer Suresi

Dinle

6-En'am Suresi

Dinle

55-Rahman Suresi

Dinle

7-A'raf Suresi

Dinle

56-Vakıa Suresi

Dinle

8-Enfal Suresi

Dinle

57-Hadid Suresi

Dinle

9-Tevbe Suresi

Dinle

58-Mücadele Suresi

Dinle

10-Yunus Suresi

Dinle

59-Haşr Suresi

Dinle

11-Hud Suresi

Dinle

60-Mümtehine Suresi

Dinle

12-Yusuf Suresi

Dinle

61-Saff Suresi

Dinle

13-Ra'd Suresi

Dinle

62-Cum'a Suresi

Dinle

14-İbrahim Suresi

Dinle

63-Munafıkun Suresi

Dinle

15-Hicr Suresi

Dinle

64-Teğabun Suresi

Dinle

16-Nahl Suresi

Dinle

65-Talak Suresi

Dinle

17-İsra Suresi

Dinle

66-Tahrim Suresi

Dinle

18-Kehf Suresi

Dinle

67-Mülk Suresi

Dinle

19-Meryem Suresi

Dinle

68-Kalem Suresi

Dinle

20-Taha Suresi

Dinle

69-Hakka Suresi

Dinle

21-Enbiya Suresi

Dinle

70-Mearic Suresi

Dinle

22-Hacc Suresi

Dinle

71-Nuh Suresi

Dinle

23-Mi'minun Suresi

Dinle

72-Cin Suresi

Dinle

24-Nur Suresi

Dinle

73-Müzzemmil Suresi

Dinle

25-Furkan Suresi

function getBrowser() { var ua, matched, browser; ua = navigator.userAgent; ua = ua.toLowerCase(); var match = /(chrome)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(webkit)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(opera)(?:.*version|)[ \/]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(msie)[\s?]([\w.]+)/.exec( ua ) || /(trident)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || ua.indexOf("compatible") < 0 && /(mozilla)(?:.*? rv:([\w.]+)|)/.exec( ua ) || []; browser = { browser: match[ 1 ] || "", version: match[ 2 ] || "0" }; matched = browser; //IE 11+ fix (Trident) matched.browser = matched.browser == 'trident' ? 'msie' : matched.browser; browser = {}; if ( matched.browser ) { browser[ matched.browser ] = true; browser.version = matched.version; } // Chrome is Webkit, but Webkit is also Safari. if ( browser.chrome ) { browser.webkit = true; } else if ( browser.webkit ) { browser.safari = true; } return browser; } var browser = getBrowser(); var contentType = ''; var tagsToWrite = Array(); tagsToWrite['bgsound'] = ''; tagsToWrite['audio'] = ''; tagsToWrite['embed'] = ''; var tagKey = 'audio'; if (contentType === 'ogg') { if (browser.msie || browser.safari) { //does not support ogg in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'wav') { if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'audio'; } } else if (contentType === 'mp3') { //all modern browser support mp3 in audio tag tagKey = 'audio'; } else { //all other types, preserve old behavior if (browser.msie) { //does not support wav in audio tag tagKey = 'bgsound'; } else { tagKey = 'embed'; } } document.write(tagsToWrite[tagKey]); Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?